Sakız Adası, Çeşmenin kankası

Güneş tenimize değdiğinde içimize bir kıpırtı dolmaya başlar ya, o zaman benim için deniz mevsimi açılmış demektir. İşte bu andan itibaren denizin sonsuz enerjisinden faydalanmak için her fırsatı değerlendirmeli kanımca. Dünyanın en güzel kıyılarına sahip Ege Denizine girmeden de yaz sezonu layıkıyla tamamlanmış sayılmaz, sayılmamalı bence. Cam gibi berrak, boncuk gibi mavi, tertemiz sularda denize girmek isteyenlere, yakınlardan mütevazi bir tatil rotası önerim var; Chios namı diğer Sakız Adası.

Ege kıyılarını düşünenler, Çeşme ziyareti yapacak olanlar planlarına kısa bir Sakız Adası ziyaretini de ekleyebilirler. Çeşmenin gözde beachlerinin hengamesinden sonra biraz kafa dinlemek, sakin tavernalarda içkisini yudumlamak, buzukinin melodramatik sesinde huzura ermek isteyenler için Sakız Adası birebir.
IMG_9121
ÇeÅŸme’den yaklaşık 30 dakikalık kısa bir feribot yolculuÄŸu ile Sakız Adasına ulaşıyorsunuz. GidiÅŸ seferleri genellikle sabah, dönüş ise aksam saatlerinde.

Kısa bir yolculuÄŸun ardından “kali mera Chios”.

Feribottan inince ada mimarisinin, aynen Kos Adası gibi bir Yunan Adasından çok bizim sahillerimize benzediği hemen dikkatinizi çekecek. Adanın tek eksiği de bu sanırım, gözler istemeden de olsa mavi-beyaz binalarla, kırmızı sardunyaları arıyor bir Yunan Adasında.

Rahatça gezebilmek için mutlaka araba kiralamalısınız. Feribot iskelesinin hemen yanındaki acentaların birinden arabanızı hızlıca alabilirsiniz. Kendi arabasıyla gelmeyi düşünenler dikkat; araba bileti, sigortası, giriÅŸ çıkış iÅŸlemlerindeki bekleme süreleri derken konforunuz için oradan araç kiralamak daha uygun görünüyor. Karfa bölgesinde kalırsanız adanın tamamını rahatça gezebilirsiniz. Biz Karfa Plajının hemen yanı başında kendine ait küçük bir koyu ve suit odası olan Erytha Hotel’de kaldık. Adada küçük çocuÄŸu olanlara pek alternatif yok, bu nedenle bu oteli tavsiye edebilirim. Yaz tatillerinde en sevdiÄŸim kahvaltı öncesinde denize girmek olduÄŸu için otelin denizi de önemli benim için. Sabah serinliÄŸinde, kimseler yokken ıssızlığını severim denizin. Eylül sonunda gittiÄŸimizde otelin küçük koyu da keyifliydi bu açıdan.

Adada gezilecek yerleri planlarken kendinizi zorlamayın derim. Adanın en güzel bölgesi dünya üzerinde damla sakızının tek üretim yeri olan MASTIKA HORYA (sakız köyleri) bölgesindeki Armolia, Mesta ve Pyrgi köyleri. Bu köyler mutlaka ziyaret listenizde olmalı. Ada gezi rehberlerinde yer alan Anavatos ve Nea Moni kiliselerini görmek için kendinizi zorlamayın, çok farklı değil. Yollarda geçecek vaktinizi serin sularda değerlendirin bence. Adadaki neredeyse her plajda, yoğunluk nedeniyle Karfa hariç, denize girmek bir keyif. Ancak benim için ziyarete değer olan ikisi Mavra Volia ve Lithi plajı oldu.

Karfa’dan yola çıkıp Mesta köyüne giderken, yolunuzun üzerinde Armolia köyüne uÄŸrayabilirsiniz. Armolia köyü seramikleriyle ünlü bir köy. Yolda bolca sakız aÄŸaçlarını görebilir, dükkanların yanındaki sakız aÄŸaçlarının altından sakız toplayabilirsiniz.

Bu arada sakız ağaçları adanın sadece güney bölgesinde yetişiyormuş. Güney bölgesi Çeşmeye bakan yön, dolayısıyla Çeşmede başlayan sakız ağacı dikim çalışmaları olumlu sonuç veriyormuş. Yollarda göreceğiniz bodur, toprakları kireçle kaplanmış gibi görünen ağaçlar sakız ağacı. Yaz başlarında, ağaçların altının temiz ve düz olması için ağaçların etrafını ufak dallardan ve otlardan temizleyip, çevredeki mağaralardan getirilen beyaz bir toprakla kaplıyorlarmış. Böylece sakız ağacının gövdesinden akacak olan damla sakızının yaprak, taş ve koyu toprak gibi nesnelerde temas etmemesi ve saydamlığı ile temizliğinin bozulmaması sağlanıyormuş. Damla sakızının akması için ise ağaçların dallarına ve gövdesine nakışlama dedikleri yöntemle yarıklar açılıyormuş. Akan damla sakızlarının görüntüsü bana çok hüzünlü geldi, sanki ağaçların göz yaşları gibi.

Sakız Adasının en beÄŸendim bölümü Orta ÇaÄŸdan günümüze korunarak gelmiÅŸ Mesta Köyü oldu. Yerli halk yüzyıllar boyunca korsanlardan korunmak için bitiÅŸik nizam evler, evler arası geçiÅŸler ve tolos denilen üstü kapalı labirent yollar inÅŸa etmiÅŸ. Dünyadaki sakız yetiÅŸen tek bölge olarak ada yüzyıllar boyunca istilalara uÄŸramış, savaÅŸlar yasamış. Ada halkı da kendilerini korumak için bu mimari stili geliÅŸtirmiÅŸler. Mesta ziyareti geçmiÅŸe keyifli bir yolculuk. Mesta daki Yunanistanın en önemli kiliselerinden biri olan Aziz Taksiarhis ”dilek kilisesine” uÄŸrayıp bir dilek tutmadan, Penelopenin dükkanından hediyelik eÅŸya almadan geçmeyin. Soluklanmak için köyün meydanındaki küçük pastahanelerde adaya özel baklava tarzı tatlıyı, frappacino eÅŸliÄŸinde yiyebilir, Kronos dondurmasını tadabilirsiniz. Adaya özel Fresh Chios birasını mutlaka deneyin, filtresiz harika.

Pyrgi Köyü ise daracık sokakları, nakışlı duvarlarıyla ziyareti hak ediyor. Ceneviz döneminden kalma bir gelenek olan evlerin dış cephelerini süsleyen geometrik şekiller, sıvayı kazıma tekniği ile yapılmış. Her evde farklı bir motif kullanılmış. Her evin tavanına da aşk ve sevgi çarkı yapılması adettenmiş. Duvarlara asılı kış hazırlıkları kurutmalık domatesler, kırmızı biberler de gri beyaz olan sokaklara renk katıyor. Sokaklardaki onlarca farklı kapı modeli ise farklı bir hikaye. Kapıların önünde yaşlı teyzeler oturmuş kah dantel örüyor, kah komşularıyla sohbet ediyorlar. Konuşsan her birinde ayrı bir hikaye, uzun yaşanmışlıklar var belli.

sudan hikayeler

En beÄŸendiÄŸim plajlar ise Mavra Volia ve Lithi plajı oldu. Volkanik taslardan oluÅŸan, adeta simsiyah bir havuzu andıran Mavra Volia’ya tam anlamıyla bayıldım. Berrak, tertemiz bir plaj ve sessizlik insanı büyülüyor. Plajda hiçbir konfor aramayın, havlunuzu volkanik tasların üzerine bırakıp doÄŸruca suya gireceksiniz ve elleriniz buruÅŸuncaya kadar sudan çıkmak istemeyeceksiniz. Bu güzel denizin üzerine güzel bir balık yeyip, küçük bir keyif uzosu yuvarlayabilirsiniz.

Adanın güney tarafında yer alan Lithi Plajı ise altın kumsalı ve sığ denizi ile çocuklu aileler için tam bir cennet. Mutlaka bu plaja bir gününüzü ayırın derim.

sudan hıkayeler

Adada yemekler özellikle deniz mahsulleri genelde başarılı. Seviyorsanız kalamar ızgara, ahtapot salatası ve karides bolca tüketeceksiniz demektir. Cacıki ve mastello peyniri de neredeyse tüm öğle ve aksam yemeklerimizin müdavimleriydi. Lezzet olarak aklımda kalan restoran ise Roussiko oldu, gitmek isterseniz rezervasyon gerekiyor.

Cesme’nin kankası Sakız Adası, rakının kankisi uzo diyerek keyifli, bol enerjili, güzel tatiller diliyorum…

Kalo sevrika Chios…

Yasu…

No Comments

Site is using the Seo Wizard plugin by http://seo.uk.net/